60) el-MUÎD

el-MUÎD : Tekrar yaratan , öldükten sonra dirilten
Kıyamet Günü , Yüce Allah , vaadini yerine getirerek herkesin çürümüş bedenini , parmak uçlarındaki çizgilere varıncaya kadar (Kıyamet 4 ‘’Hayır, kesinlikle! Onu parmak uçlarına kadar yeniden var etmeye Kâdiriz’’) yeniden yaratacak ve her bedenin ruhunu kendisine verecektir.
‘’Cansız iken size hayat veren ve sizi ölüme götüren , sonra tekrar hayata kavuşturan ve (sonunda) Kendisine döndürüleceğiniz Allah’ı nasıl inkâr edersiniz?

59) el-MÜBDİ’

el-MÜBDİ’ : İlk yaratan
Başlangıcı toprak ve bir damla su (sperm) olan biz insanlar ; Bu maddelerden düşünen, hisseden, gören, duyan, seven, nefret eden, ağlayan ,gülen ve bunlar gibi birçok özelliklere sahip hale gelmişiz.O halde ,yaratılışımızdaki bu ahenk karşısında el-Mubdi’ olan ve bizlere güzel bir başlangıçla yaratılış lütfeden Yüce Allah’ın huzurunda eğilerek , O’na kulluğumuzu lâyıkıyla yapmalıyız.

58) el-MUHSÎ

el-MUHSÎ : Bu isim Kur’an’da geçmemekle birlikte Esmâ-ül Hüsnâ hadisinde yer almaktadır.
Her şeyi tek tek ayrıntılarıyla bilen demektir.
Bu isimden alınması gereken mesaj şudur: Allah, her şeyi tek tek sayıp kaydederek, insanların yaptıklarını, söz ve davranışlarını hatta niyet ve düşüncelerini bile kayıtlara geçirmektedir. Rabbimizin, Kehf suresi 49 da buyurarak , dikkatimizi çektiği ‘’ Ve (o Gün , herkesin dünyada yapıp-ettiklerine dair) sicil(ler) önlerine konduğunda , suçluların orada (yazılı) olanlardan irkildiklerini görürsün: Vah bize! Nasıl bir sicilmiş bu! Küçük, büyük hiçbir şey bırakmamış , her şeyi hesaba geçirmiş!! derler.Ve yapıp-ettikleri her şeyi (kaydedilmiş olarak) önlerinde bulurlar; ve Rabbinin kimseye haksızlık yapmadığını (anlarlar).’’

57) el-HAMİD

el-HAMİD :Bu isim hamd mastarından gelir.’’Hamd olunan’’ demektir. Hamd ise; ‘’kendisindeki güzel vasıflardan ve yaptığı iyiliklerden dolayı bir kimseyi övmek’’ anlamına gelir.
Yaptıklarında, söylediklerinde , verdiği hükümlerde yani yaptığı her şeyden dolayı her türlü övgüye lâyık olan sadece Yüce Allah’tır.
‘’Göklerde ve yerde var olan her şey O’na aittir; ve Allah’tır, yalnız O’dur bütün övgülere lâyık ve Kendine yeterli olan.’’ (Hac 64)

56) el- VELÎ

el- VELÎ : Yardımcı ve dost
Yüce Allah , iman edenlerin dostudur, onlara yardım eder, darlıkları ,sıkıntıları kaldırır, ferahlık verir, yardımsız bırakılan kullarının yardımcısıdır.
Allah , velî ismiyle, musibet anında , kulunun ümididir.Böyle durumlarda , insan iman şuuruyla ,yalnız olmadığını, her şeye kadir ,rahmeti sonsuz bir Rabbi ve Sahibinin bulunduğunu bildiğinde acı ve sıkıntıları gider, içinde büyük bir ümit kapısı açılır.
‘’Allah, inanç sahiplerine yakındır, onları koyu karanlıklardan aydınlığa çıkarır;…) (Bakara 257)

55) el-METÎN

el-METÎN : Her şeye gücü yeten , kudretli
el-Kaviy İsmi ;O’nun kuvvetinin sınırsızlığını ; el-Metîn ismi ise , kuvvetinin şiddetini bildirir.
‘’ çünkü bizzat Allah, bütün rızıkları verendir, her türlü kudretin Sahibidir, bakî olandır.’’ (Zâriyat 58 )

54) el-KAVİY

el-KAVİY : Her şeye gücü yeten , kuvvetli
Yaratıklar , kuvvet ile nitelendirildiklerinde , kuvvetlerinin bir sınırı vardır.Ancak , tek kuvvet kaynağı sadece Yüce Allah’tır.
‘’Allah , kullarına çok lütufkârdır; dilediğine rızık verir , çünkü yalnız O güçlüdür , yücedir.’’ (Şûrâ 19)

53) el- VEKÎL

el- VEKÎL : Bütün yaratılanları idare eden , tüm ihtiyaçlarını sağlayan, tüm durumlarını ve davranışlarını bilen ve gözeten ve O’na bel bağlayıp güvenenlerin her şeyine yeten demektir.( Koruyucu (3:173 ) , destekleyici, savunucu (4:109) , her şeyi gözetiminde tutan (6:102 , 11:12) )
Allah’a bağlanarak O’nu vekil bilen mümin , kendini sonsuz bir güven içinde hisseder.
‘’O inananlar ki, başka insanlar tarafından ‘’Bakın , size karşı bir ordu toplanmış, onlardan kendinizi koruyun !’’ şeklinde uyarılmışlardı.Ama bu , onların sadece imanını arttırdı ve ‘’Allah bize kâfidir; O , ne mükemmel bir koruyucudur’’diye cevap verdiler.’’ (Âl-i ‘İmrân 173)

52) el-HAKK

el-HAKK :Fiilen var olan , varlığı ve yüceliği gerçek olan
‘’Allah , melekleri hak ile indirir.’’ (Hicr 8)
‘’peygamberlerini hak ile gönderir.’’ (A’raf 43)

‘’O peygamberini hidayet ve hak din ile gönderendir.(Allah) o hak dini bütün dinlere üstün kılmak için (böyle yaptı).Şahit olarak Allah yeter.’’ ( Fetih 28)
Allah , peygamberlerine , gerçeğin yolunu gösterdiğini ve insanlar arasında hükmettikleri zaman hak ve adaletle hükmetmelerini vehyetmiştir. (Yunus 35 – Sad 26)
Kullarına , birbirlerine karşı hakkı tavsiye etmelerini (Asr 3) ,
Hakkı söylemelerini , (Kehf 25)
Hakkı gözetlemelerini, (Bakara 42)
Emretmektedir.
Allah’ın başta akıl olmak üzere , tüm duyularımız ve duygularımız ; hep hakkı ve gerçeği görmemize yöneliktir.Ayrıca , yeryüzünde ve gökyüzünde kısaca evrende ki sayısız sanat eserleri de , hep hakkı ve gerçeği görmemize yöneliktir.

51) eş-ŞEHÎD

51) eş-ŞEHÎD :Her şeyi gözlemiş olarak bilen , Kendisinden hiçbir şey saklanamayan ve hiçbir şeyi unutmayan
‘’Yine O, Kendi ilmiyle Kitabı indirdiğine şâhitlik eder.’’ (Nisâ 166)
‘’Allah , Kendinden başka tanrı olmadığına şehâdet ettiği gibi, melekler ve ilim sahipleri de buna şâhitlik ederler.’’ (Âl-i İmran 18)
Başkalarının yanında yapmaktan çekindiğimiz kötü işleri, yalnız kaldığımızda da yapamamalıyız çünkü , Kendisinde hiçbir şey saklanamayan ve her yerde bulunan Yüce Allah hep yanımızdadır.

50) el-BÂİS

el-BÂİS : Ölümden sonra dirilten
‘’İşte (ey insanoğlu) , bunlar Allah’ın rahmetinin işaretleridir;(bak) , ölü toprağa nasıl can veriyor! İşte ölüye tekrar can veren de (Allah)tır ; zaten O , her şeyi yapmaya kâdirdir.’’ (Rum 50)

49) el- MECÎD

el- MECÎD : Şanlı, şerefli
Sanki Mecîd ismi; Celîl, Vehhab ve Kerîm isimlerinin anlamlarını kendisinde toplamaktadır.
Her namazın son oturuşunda okuduğumuz salavât duasında ‘’inneke Hamîdun Mecîd = Şüphesiz Sen çok hamde lâyık ve şanı yücesin’’ cümlesinde de bu noktaya işaret vardır.

48) el-VEDÛD

el-VEDÛD :Çok seven, çok sevilen
‘’Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O’na tevbe edin.Muhakkak ki Rabbim çok merhametli çok sevendir.’’ (Hud 90)
‘’De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız, bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.’’ (Âl-i İmran 31)
Allah, iyilik edenleri, tevbe edenleri, temizlenenleri, takva sahiplerini (Allah’a karşı sorumluluk bilincinde olan ve Allah’ın istediği şekilde davranan) , sabredenleri, Allah’a dayanıp Allah’a güvenenleri, adaletli olanları sever.
Kulun Allah’ı sevmesi ise , sadece seviyorum demekle olmaz.O’nu memnun etmek için çırpınır,O’na karşı bir kusur işlediğinde, özür ve af diler.O’nun buyruklarını yerine getirir.

47) el-HAKÎM

el-HAKÎM : Bütün emirleri ve işleri yerli yerinde olan
Kâinata tefekkür gözüyle (düşünerek) baktığımızda , her şeyde bir düzen ölçü ve amaç gözetildiğini görürüz.
Atomun parçaları incelendiğinde , her parçanın bir görevi olduğu ortaya konulmuştur.Canlıların vücuduna yerleştirilen her organ bir veya birçok amaca hizmet etmektedir.
İsraf eden, yeryüzünün en temel prensibi olan’’ tutumu- iktisadı’’ yapmamasından dolayı, gerçeğe ters hareket etmektedir.
‘’Yiyin, için fakat israf etmeyin çünkü O , israf edenleri sevmez’’ (Araf 31)

46) el- VÂSİ

el- VÂSİ : İlmi ve merhameti her şeyi kuşatan
‘’Doğu da batı da (tüm yeryüzü) Allah’ındır.Nereye dönerseniz Allah’ın yüzü işte oradadır.Şüphesiz Allah, lütfu geniş olandır,hakkıyla bilendir.’’ (Bakara 115)
Allah’ın vâsi sıfatı , bir varlığınkiyle kıyaslandığında geniş olması söz konusu değil, aslında sınırsızdır.

45) el-MUCÎB

el-MUCÎB : Dileklere karşılık veren
‘’Kullarım , Beni senden sorarlarsa , (bilsinler ki), gerçekten Ben (onlara çok) yakınım.Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm.O halde, doğru yolu bulmaları için Benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.’’ (Bakara 186)
En zor durumda,en sıkıntılı halde olan ve her halde yardım edecek bir Sahibinin bulunduğunu bilen bir kimse ne kadar da bahtiyardır değil mi?

44) er-RAKÎB

er-RAKÎB : Gözetleyip kontrol eden
‘’Şüphesiz insanı Biz yarattık.Nefsinin kendisine ne fısıldadığını biliriz ve Biz ona şah damarından daha yakınız.’’ (Kâf 16)
Kulun , Yüce Allah’ın bu isminden alması gereken ders ve ibret şu olmalıdır : Allah , insanı her an görüp gözetlemekte olduğundan; her hareket hatta niyet ve düşüncelerimize dikkat ederek yaşamalıyız.Allah’ın huzuruna kendimizi utandıracak bir durumda çıkmamalıyız.