6 / EN'ÂM SÛRESİ

RAHMÂN, RAHÎM ALLAH ADINA

12)De ki:’Kime aittir göklerde ve yerde olan her şey?’ De ki:’Rahmeti ve şefkati kendisine ilke edinen Allah’a’
O, (varlığı) her türlü şüphenin üstünde olan Kıyamet Günü hepinizi bir araya mutlaka toplayacaktır; ama kendilerine yazık edenler ( var ya) , işte (O’na) inanmayı reddedenler onlardır.
NOT:’ Allah kendisine ilke edinmiştir’ ibaresi Kur’an da yalnızca iki yerde geçmektedir.Burada ve bu surenin 54. ayetinde. Bu ibare, Allah’ın rahmeti ile bağlantılı olarak kullanılmıştır, ve diğer ilahi vasıflarından hiç biri bu şekilde tanımlanmamıştır.
(7:156) da, ‘Benim rahmetim her şeyi kuşatır’. Hz. Peygamber’e göre; Allah Kendisi hakkında ‘Benim Rahmetim Gazabımı aşar’ buyurmuştur.
32)Bu dünya hayatı, bir oyundan-eğlenceden ve geçici bir zevkten başka bir şey değildir; ama Ahiret Hayatı, Allah’a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar için çok daha güzeldir.Öyleyse aklınızı kullanmaz mısınız?
38)halbuki yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadı ile uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi (Allah’ın) mahlûku olmasın.Biz , buyruğumuzda tek bir şeyi bile ihmal etmedik.
Ve bir kez daha (belirtelim); onlar(ın tümü) Rableri huzurunda toplanacaklardır.

42)Biz, senden önceki toplumlara da mesajlarımızı gönderdik (ey Peygamber),ve onları sıkıntı ve zorluklara uğrattık ki , tevazu ile boyun eğsinler.
43)Ama tarafımızdan taktir edilen bir sıkıntıya uğratıldıkları zaman tevazu göstermediler, tersine kalplerinin katılığı arttı, çünkü Şeytan bütün yaptıklarını onlara güzel gösterdi.
44) Sonra, kendilerine yapılan uyarıları gözardı ettiklerinde, bütün (güzel) şeylerin kapılarını onlara ardına kadar açtık ve kendilerine bağışlanan şeylerden zevk alarak yararlanmaya devam ederlerken,onları apansız yakaladık; işte o anda bütün ümitlerini kaybettiler;
48)Biz, elçileri(mizi) yalnızca müjdeci ve uyarıcı olarak göndeririz; bu nedenle, iman edip doğru ve yararlı işler yapanlar ne korkacak ne de üzüleceklerdir.
52) O halde, Rablerinin rızasını isteyerek sabah akşam O’na yalvaranlar(ın hiç birini) yanından kovma…..
NOT:41) Bu pasaj öncelikle Hz.Peygamber’e hitap etmesine rağmen, bu pasajda seslendirilen öğüt, Kur’an’ın bütün takipçilerine yöneliktir. Bu müminler, Allah’a inanan hiçbir kimseyi – ki ,o insanların inançları Kur’an’ın taleplerine tam olarak cevap vermese bile – kovmamak, ve , Kur’an öğretilerini sabırla açıklayarak onlara yardım etmeye çalışmakla emrolunmuşlardır.
54) Mesajlarımıza inananlar sana geldiklerinde de ki: ‘Size selâm olsun! Rabbiniz rahmet ve merhameti Kendisine ilke edinmiştir, böylece sizden biri bilgisizlikten dolayı kötü bir fiil işler ve sonra tevbe edip, dürüst ve erdemlice bir hayat yaşarsa O’(nun) çok affedici ve rahmet kaynağı ( olduğunu görecek)tir.
60)O’dur sizi geceleyin ölü (gibi) yapan ve gündüzün ne yaptığınızı bilen. O, sizi (Kendisi tarafından) tesbit edilen ömrü tamamlamak üzere her gün hayata geri döndürür.En sonunda O’na döndürüleceksiniz; ve o zaman (hayatta) yaptığınız bütün şeyleri size gösterecektir.
61)Yalnız O’dur kulları üzerinde hüküm sahibi olan.Ve O, birinize ölüm yaklaştığında elçilerimiz onun canını alıncaya kadar, sizi gözlemek için semavi güçler gönderir; ve bu güçler (hiç kimseyi) atlatmazlar.
62)O (ölmüş ola)nlar, bunun üzerine Allah’ın, gerçek Yüce Efendiler’inin huzuruna getirilirler.Doğrusu, nihai hüküm yalnız O’nundur; ve O, hesap görenlerin en hızlısıdır.
67)(Allah’tan gelen) her haber belli bir süreç içinde gerçekleşir; ve siz zaman içinde (hakikati) anlayacaksınız.
68)Şimdi, mesajlarımız hakkında ileri geri konuşan kimselere rastladığın zaman, bu kimseler başka konulara geçinceye kadar, onlardan uzak dur; ve eğer Şeytan sana (yapman gerekeni) unutturursa, hiç değilse, hatırladıktan sonra, artık açıkça zulmeden böyle bir topluluğun içinde yer alma.
82)’İmana ermiş olan ve zulüm işleyerek imanlarını karartmayanlar, işte onlardır güven içinde olacak olanlar, çünkü doğru yolu bulanlar onlardır.’dedi.
92)(Ve) bu da, bütün kentlerin atasını ve çevresinde oturan herkesi uyarman için, yücelerden indirdiğimiz bir ilâhi kelâmdır, kutlu, (geçmiş vahiylerden) bugüne kalmış (doğru adına) ne varsa tümünü doğrulayan.Öteki dünyanın varlığına inananlar bu (uyarıya) da inanırlar; namazlarında dikkatli ve devamlı olanlar da işte onlardır.
NOT:74)Bütün kentlerin atası Mekke’yi ; çevresinde oturanlar da , bütün insanlığı ifade eder.
95)Kuşkusuz Allah, tohumu ve meyve çekirdeğini çatlatarak ölüden diriyi meydana getirendir, ve diriden de ölüyü çıkaran.İşte budur Allah; ve akıllarınız hâlâ nasıl da tersyüz oluyor.
96)Tan yerini ağartan(dır O); geceyi sükûnet(in kaynağı) yapan ve güneş ile ayı tesbit edilen yörüngelerinde hareket ettiren (O’dur): Bu(nların tümü) her şeyi bilen Sonsuz Kudret Sahibi’nin iradesi ile tayin edilmiştir.
97)Karanın ve denizin zifiri karanlığında onlara bakıp yolunuzu bulabilesiniz diye yıldızları sizin için var eden O’dur.Gerçek şu ki, Biz bu mesajları kavrama yeteneği olan insanlara açık ve anlaşılır kılıyoruz.
98)Bir canlıdan sizi(n hepinizi) var den O’dur, ve O (sizin her biriniz için yeryüzünde) bir vade ve (ölümden sonra) bir dinlenme yeri (tayin etmiştir). Biz bu mesajları hakikati kavrayabilecek insanlar için açık ve anlaşılır kılmaktayız.
99)O, gökten suları indirendir; işte Biz bu yolla her türlü canlı bitkiyi yetiştirdik ve bundan çimenleri yeşerttik. Yine bundan birbirine yapışık büyüyen tahıl tanelerini yetiştiririz; ve hurma ağacının tomurcuğundan sık salkımlı hurmalar, asma bahçeleri ve zeytin ağacı ve nar;(hepsi) birbirine çok benzeyen ve (hepsi) birbirinden çok farklı.Mahsul verdiği ve olgunlaştığı zaman onların meyvesine bakın!Şüphesiz bütün bunlarda inanacak insanlar için mesajlar vardır.
101)Göklerin ve yerin ilk var edicisidir!........
104)Şimdi Rabbi’nizden size (bu ilahî kelâm yoluyla) anlama ve kavrama araçları verilmiştir.O halde, kim görmek isterse kendi lehine, ve kim de körlüğü tercih ederse kendi aleyhine davranmış olur.Ve (kalbi katılaşmış olanlara de ki) ‘ben sizin bekçiniz değilim’.
105)Böylece Biz mesajlarımızı çok yönlü olarak dile getiriyoruz ki’ Sen(bütün bunlardan)iyi ders almışsın’ diyebilsinler ve mesajları, onları kavrama yeteneğine sahip insanlara açıklayabilelim.
NOT:90) ‘Sen (bütün bunlardan) iyi ders almışsın’ yani, Allah’ın mesajlarını iyi öğrenmişsin.
112)Ve işte böylece, Biz, hem insanlar hem de görünmez varlıklar içinden zihin çelmeyi amaçlayan yaldızlı/parlak yarı-hakikatleri birbirlerine fısıldayan şeytanî güçleri her peygambere düşman kıldık.Ama Rabbin dilemedikçe onlar bunu yapamazlardı, o halde onlardan ve onların mesnedsiz hayallerinden uzak durun.
118)Öyleyse , üzerinde Allah’ın adının anıldığı şeylerden yiyin, eğer O’nun mesajlarına gerçekten inanıyorsanız.
125)Allah kimi doğru yola ulaştırmak isterse, kalbini (O’na) teslim olma arzusuyla genişletir; kimin de sapmasına izin verirse onun kalbini daraltır ve sıkıştırır, adeta göklere tırmanıyormuş gibi, böylece Allah, inanmayanları dehşete düşürür.
131)Gerçek şu ki, bir toplumun fertleri (doğru ile eğrinin anlamından) habersiz olduğu sürece, Rabbin o toplumu yaptığı yanlışlıklardan dolayı asla yok etmez;
NOT:114)Sonsuza kadar sürecek olan cennet nimetlerinin tersine,günahkarların öteki dünyadaki azabı ,Allah’ın rahmetinden dolayı sınırlı kalacaktır.(40 :12 not:10)
132) zira herkes, ancak (kasıtlı) eylemlerinden dolayı yargılanacaktır; ve Rabbin , onların yaptıklarından habersiz değildir.
141)………Olgunlaştığında onların meyvelerinden yiyin ve (yoksullara) mahsulün toplandığı gün haklarını verin.Ve Allah’ın nimetlerini israf etmeyin.Kuşkusuz O müsrifleri sevmez.
149)De ki: ‘Öyleyse (bilin ki) yalnız Allah katındadır (her hakikatin) kesin delili; O eğer dileseydi tümünüzü doğru yola yöneltirdi.’
NOT:143) Bir taraftan Allah’ın geleceği bilmesi (ve bu nedenle gelecekte olacakların kaçınılmazlığı) ile diğer taraftan insanın serbest iradesi – görünüşte birbirleriyle çelişen iki durum gibiyse de – arasındaki gerçek ilişki, insan kavrayışının ötesinde, insanı aşan bir konudur. Ama ikisi de Allah tarafından konulduğuna göre mutlaka doğrudur.Şöyle ki; bizatihî ’ Allah’ kavramı, O’nun sonsuz ilim sahibi olmasını öngörür.Ahlâk ve ahlâki sorumluluk kavramları ise insanın serbest iradesinin doğal bir sonucudur.Eğer Allah dileseydi, her insan dürüst ve erdemli bir hayat sürmek zorunda kalırdı, ama bu durum , insanı serbest iradesinden yoksun kılar ve ahlakî sorumluluk söz konusu olmazdı.
151) De ki: ‘Gelin , Allah’ın (gerçekten) neyi yasakladığını size anlatayım:
O’ndan başka şeylere asla ilâhlık yakıştırmayın; anne-babanıza iyilik yapın (ve onlara karşı saygısızlıkta bulunmayın); ve çocuklarınızı yoksulluk korkusuyla öldürmeyin; (çünkü) sizin de, onların da rızıklarını sağlayacak olan Biziz, açık veya gizli hiçbir utanç verici fiil işlemeyin; ve adalet(i ifa etmek) dışında Allah’ın kutsal saydığı insan hayatına kıymayın; Allah bunu size emretti ki aklınızı kullanabilesiniz;

NOT:148) Adaleti ifa etmek dışında ifadesi; kanuni bir cezanın yerine getirilmesine veya adil yani, savunmaya yönelik- bir savaşta öldürmeye veya meşru bireysel savunmaya işaret eder.
152)ve rüşd yaşına erişmeden önce yetimin mal varlığına –onun iyiliği için olmadıkça-dokunmayın. (Bütün alışverişlerinizde) ölçü ve tartıya tam olarak, adaletle uyun; (Biz) hiçbir insana taşıyabileceğinden daha fazla yük yüklemeyiz; ve bir görüş belirttiğinizde, yakın akrabanıza (karşı) olsa da,adil olun.Allah’a karşı taahhütlerinize (daima) riayet edin, bunu Allah size emretti ki ders alabilesiniz.
NOT:153) (2: not:19) ‘Allah’a karşı taahhüt’ ifadesi, insanın kendisine yaratılıştan verilen aklî ve maddi nimetleri Allah’ın istediği şekilde kullanması yolundaki ahlakî sorumluluğa işaret eder.Bu sorumluluğun üstlenilmesi, akıl melekesinden kaynaklanır ki, bu meleke, doğru kullanıldığında, insanı kendi davranışları ile ilgili olarak Allah’ın iradesini tedricen kavramaya yöneltir.
153)Ve (bilin ki) bu, dosdoğru Bana yönelen bir yoldur.Öyleyse bunu izleyin ve diğer yollardan gitmeyin ki sizi O’nun yolundan saptırmasınlar. Allah (bütün) bunları size emretti ki , O’na karşı sorumluluğunuzun bilincine varasınız.
158)………(Ama) Rabbi’nin (kesin) işaretlerinin ortaya çıkacağı Gün iman etmenin, daha önce inanmamış yahut inandığı halde bir hayır yapmamış olan kimseye hiçbir yararı olmaz.
NOT:160) İyi işler yapmaya yol açmayan iman, burada hiç iman sahibi olmamakla eş değerde tutulmaktadır.
159)İnançlarının bütünlüğünü bozarak gruplara, fırkalara ayrılanlara gelince; onlar için yapabileceğin bir şey yoktur.Unutma, onların işi Allah’a kalmıştır; ve zamanı geldiğinde Allah onlara vaktiyle yaptıklarını gösterecektir.
NOT:161) Bu ayet, insanların, karşılıklı olarak yalnız kendilerinin Kur’an öğretisinin ‘tek gerçek temsilcileri’ oldukları şeklindeki hoşgörüsüz iddialarından doğan bütün gruplaşmaların kınanmasını ifade eder. (Bakınız 30:32)
160)Kim (Allah’ın huzuruna) iyi bir iş ve davranışla çıkarsa, bu yaptığının on katını kazanacaktır; ama kim de kötü bir fiille çıkarsa onun aynısıyla cezalandırılacaktır; ve kimseye haksızlık yapılmayacaktır.
162)De ki:’Benim, namazım, (bütün) ibadetlerim, hayatım ve ölümüm (yalnızca) bütün alemlerin Rabbi olan Allah içindir. ( DUA)
164)……İnsanların işlediği (kötü) fiiller sadece kendilerini ilgilendirir ve sorumluluk taşıyan hiç kimseye başkasının sorumluluğu yüklenmez…..
165)Zira O sizi dünyaya mirasçı yapmış ve bazınızı diğerlerinize derecelerle üstün kılmıştır ki, bahşettiği şeyler aracılığı ile sizi sınayabilsin………
NOT:166)Yani, karakter, güç, bilgi,sosyal statü, servet vb. aracılığı ile.