26/ ŞU'ARÂ' SÛRESİ

RAHMÂN, RAHÎM ALLAH ADINA
2)Bunlar, kendi içinde apaçık ve tutarlı olan ve gerçeği bütün açıklığıyla ortaya koyan ilâhi kelâmın mesajlarıdır.
7)Peki bunlar, yeryüzüne hiç bakıp da düşünmediler mi, orada her çeşitten nice güzel(hayat) türleri çıkarmışız?
8)Şüphesiz, bunda (insanlar için çıkarılacak) bir ders vardır,ama onlardan çoğu (buna) inanmazlar.
9)Oysa, senin Rabbin çok acıyıp esirgeyen O Yüceler Yücesidir.
NOT:6) Yukarıdaki 8. , 9. ayetler, bu surede sekiz kere geçmektedir.Önceki peygamberlere ait kıssalardan hemen sonra bir nakarat gibi gelmektedir.Böylece, hem bütün peygamberlerin ahlâki öğretilerinin temelde birbirleriyle aynı olduğu anlatılmak istenmekte, hem de , yarattığı canlı-cansız âlem Allah’ın varlığını gösteren apaçık delillerle dolu olduğu halde, Allah’ın mesajlarına karşı takınılan inkârcı tavrın insanlık tarihinde çok sık tekrarlanan bir olgu olduğuna işaret edilmektedir.
68) ve gerçek şu ki, senin Rabbin, çok acıyan esirgeyen O yüceler yücesidir.
83)’Ey Rabbim, Bana (doğruyla eğrinin ne olduğuna) hükmedebilme bilgi ve yeteneğini bağışla ve beni dürüst ve erdemli insanların arasına kat, (DUA)
84)ve gerçeği benden sonrakilere ulaştırabilme gücü ver bana, (DUA)
85)ve beni o nimetlerle dolu bahçenin varislerinden biri yap. (DUA)
NOT: Naîm cenneti = Nimetlerle dolu bahçe
87)Ve o herkesin kaldırılacağı Gün beni utandırma, (DUA)
88)o Gün ki, ne malın mülkün, ne de çoluk çocuğun bir yararı olmayacaktır;
89)yalnızca Allah’ın huzuruna kötülükten korunmuş bir kalple çıkanlar (kurtulacaktır).
90)Çünkü, (o Gün) cennet, Allah’a karşı sorumluluk bilinci duyanlara yaklaştırılacaktır.
NOT:Kur’an’da sıkça geçen ‘kötü güçler, kötülüğe çağıran güçler, kötü eğilimler’ ; ‘şeytanlar’ anlamındadır.
NOT:50)Hz.Nuh ile ilgili ayetlerden çıkarılacak mesaj: Kimse , kimsenin inancı ve inancında rol oynayan nedenler hakkında, kişinin kendi söyleminin dışında hüküm veremez,insanın içinde sakladıklarını ancak Yüce Allah bilir.Bir kimse, ‘inanıyorum’ diyor ve sözleri ve fiilleri ile benimsediği inanca ters düşecek bir durum sergilemiyorsa, o toplum, o kişiyi mümin olarak görmek zorundadır.
NOT:58) Hz.Hûd ile ilgili ayetlerden (Âd kavmi) çıkarılacak mesaj: Cebbâr terimi:İnsan için kullanıldığında; Kendisinden zayıf olanın hukuku konusunda hiçbir ahlâki sınır tanımaksızın ortaya konan haksız, kaba kuvvete dayanan, zorbaca olan anlamına gelmektedir.
Âd kavminin, başka insanlara ya da toplumlara karşı gösterdiği düşmanca davranışa, politika olarak benimsediği zorbalığa dikkat çekilmek istenmiştir.Ayrıca, bütün çağlarda geçerli olan ve savaşta gereksiz şiddeti yasaklayan, ahlâki kaygı ve sınırlara her türlü savaş eyleminden önce yer veren Kur’anî tutum dile getirilmektedir.
NOT:61) Yine Âd kavmi ile ilgili ayetlerden çıkarılacak diğer mesajlar:İnsanın amaçsız ve ölçüsüz bir biçimde, güç ve iktidar peşinde koşması yüzünden içine düştüğü şirk (Allah’tan başkasına kulluk), görkem ve gösteriş düşkünlüğü içinde sürüklendiği gurur, kendini beğenme ve bir de hemcinslerine karşı zorbalık ve şiddet.
NOT:69) Hz.Salih ile ilgili ayetlerden (Semûd toplumu) çıkarılacak mesajlar:İlk olarak, kişinin, bu dünyadaki hayatın geçici ve sınırlı olduğu gerçeğini ve dolayısıyla öte dünyada kendisini bir hesabın/hesaplaşmanın beklediği gerçeğini göz önünde tutmak konusunda gösterdiği duygusal isteksizlik, sonra da, yaratılmış âlemin bir bütün olarak uyum içinde devamını amaçlayan gerçek ahlâki bir tercihe dayanarak, insanın şefkat ve merhamet sınırlarını, öteki bütün canlıları da içine alacak şekilde geniş tutması gerektiği hususudur.
NOT:50) Hz.Lût ile ilgili ayetlerden (Lût kavmi ) çıkarılacak mesajlar: Allah’ın karşı cinsler arasında yarattığı cazibenin saptırılarak, fıtrata (doğuştan gelen özellik) baş kaldırmanın, Allah’a baş kaldırmak anlamına geleceği hususudur.
(Kıssalarla ilgili açıklama için bakın 11.sure not:73)
181)Ölçüyü (her zaman ve herkese karşı) tam tutun; (başkalarını hakkını düzenbazca) eksilten kimselerden olmayın;
182)ve (tarttığınız zaman) şaşmaz bir teraziyle tartın,
183)İnsanları hak ettikleri şeylerden yoksun bırakmayın; ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.
196) Ve bu (mesaj, temel çizgileriyle), hiç şüphesiz, ilâhi hikmetleri bildiren önceki kitaplarda da yer almaktadır.
NOT:79) Bu kıssalardan , ister Allah’ın varlığını, eşsiz ortaksız olduğunu, ister mal mülk, nüfûz ve şöhret gibi dünyevî bağlılıkların boş ve değersiz olduğunu; ve isterse yeryüzündeki bütün canlılara karşı koruyucu ve şefkatli davranmanın insanın temel yükümlülüklerinden biri olduğunu belirtici yönde olsun, manevî/ ahlâki gerçeğin, hemen her çağda insanlığın büyük çoğunluğu tarafından reddedildiğini, bilinç ve duyarlık olarak körleşmiş, sağırlaşmış bir çok insanın inatçı tepkileriyle geri tepildiğini dile getirmektedir.Kur’an’da sıkça anlatılan bu kıssalar, tekrarlanan cümleler, ifadeler, karşılıklı konuşmalar bize, insanın temel yaklaşımının hiç değişmediğini ve sonuç olarak da,hakkı (doğruyu) tebliğ eden kimselerin, her çağda insanın hırs ve tamah duygularına karşı, nüfûz ve iktidar tutkusuna karşı, insanın kendini beğenmişliğine karşı mücadele vermek zorunda olduklarını vurgulamaktır.
208)Kaldı ki, Biz hiçbir toplumu önceden uyarmadan yok etmemişizdir209)ve hatırlatıcı mesajlar göndermeden; çünkü Biz (hiç kimseye) asla zulmetmeyiz.
214)Ve en yakınları(ndan başlayarak, erişebildiğin herkesi) uyar.
215)ve seni izleyen müminlere kol kanat ger.
NOT:94) Kur’an’la yolunu çizmeyi seçmiş herkese hitap etmekte ve böylelerini, yani ruhen ve zihnen daha önde, daha ileride ve belki daha tecrübeli olanları, ötekilere karşı sevgiye, şefkate ve sorumluluk duygusuyla davranmaya çağırmaktadır.
218) O ki,senin (O’nun yolunda tek başına) ayakta kalmaya çalıştığını da görmektedir,
219)(O’nun huzurunda) saygıyla yere kapananlar arasında yer aldığını da görmektedir.
220) çünkü herşeyi bütün gerçekliğiyle bilen ( ve dolayısıyla) her şeyi işiten O’dur.
227)Ama inanan, dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan, Allah’ı sıkça anan, (sadece) haksızlığa uğradıktan sonra kendilerini savunan ve haksızlık yapanların, hangi devrimle devrileceklerini er geç görecekleri (konusunda Allah’ın vaadine güvenen şairler) bu hükmün dışındadır.
NOT:101) Kur’an, gerçek müminlerin, ancak, kendilerini savunmak amacıyla savaşa girebileceklerini açıklamaktadır.
NOT:102) ‘hangi devrimle devrilecekleri’ yani, ne (tür) devrilişle devrileceklerini.