46/ AHKÂF SÛRESİ

RAHMÂN , RAHÎM ALLAH ADINA

3)Biz, gökleri ve yeri ve onlar arasındaki her şeyi ancak (derunî bir) anlam ve amaç üzere ve (Bizim tarafımızdan) konulmuş bir süre için yarattık;….
NOT:2)Evrende var olan , somut ve soyut her şeyin anlamlı olduğunu, belli bir amaca dayandığını,hiçbir şeyin ‘tesadüfi’ olmadığına işaret eden bir ifade.(45:22 , 10:5)
10) De ki:’Eğer bu gerçekten Allah’tan (gelen bir vahiy) ise ve buna rağmen onun gerçekliğini inkâr ediyorsanız (halinizin ne olacağını) hiç düşündünüz mü?.......
12)……..bu (Kur’an), zulmedenleri uyarmak ve iyilik yapanlara bir müjdeli haber (getirmek) için (Tevrat’taki) hakikati tasdik etmek üzere Arap dilinde indirilmiş ilâhi bir kelâmdır;
NOT:15) Kur’an, Tevrat’tan(Tevrat’ın bozulmamış aslından) geriye hakikat adına ne kalmışsa hepsini teyid ve tasdik eder.
13)artık ‘Rabbimiz Allah’tır’ diyen ve ondan sonra (inançlarında) sağlam duranlar ne bir korkuya kapılırlar ne de üzüntüye;
14) onlar yaptıkları her şeyin bir ödülü olarak, hep orada kalacak cennetliklerdir.
15)İmdi, insana emrettiğimiz (fiillerin en güzellerinden biri), anne-babasına karşı iyi davranmasıdır. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu; annesinin onu taşıması,onun anneye bağımlılığı otuz ayı buldu. Nihayet tam olgunluğa erişip kırk yaşına vardığında o , (dürüst ve erdemli biri olarak), ‘Ey Rabbim’ diye yakarır, ‘Bana ve anne-babama lütfettiğin nimetler için ebediyen şükretmemi ve Senin kabulüne mahzar olacak (şekilde) doğru ve yararlı şeyler yapmamı nasip et; benim soyuma (da) iyilik bağışla. Gerçek şu ki, pişmanlık içinde Sana döndüm; elbette ben Sana teslim olanlardanım’ (DUA)
NOT:18) Kırk yaş; insanın zihnî ve ruhî olgunluk yaşı olarak kabul edilmektedir.
16)Onlar (öyle) kişilerdir ki, Biz yaptıklarının iyilerini kabul ederiz ve kötü fiillerini de görmezden geliriz; (onlar), kendilerine bu dünyada verilen doğru sözün tutulmasıyla, cennet sakinleri arasına katılacaklardır.
NOT:20) Yani, ‘onları yaptıklarının en iyisine göre ödüllendiririz’. Bakınız (29:7)
19) (öteki dünyada) onların tümü, yaptıkları (iyi veya kötü) şeylere göre tesbit edilmiş bir dereceye sahip olacaklardır; ve böylece Allah, onların yaptıklarının karşılığını tam olarak ödeyecek ve hiç kimseye haksızlık yapılmayacaktır.