48/ FETİH SÛRESİ

RAHMÂN , RAHÎM ALLAH ADINA
8) Gerçek şu ki (ey Muhammed), Biz seni (hakikatin) bir şahidi, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
10)Sana bağlılıklarını bildirenler, Allah’a bağlılıklarını göstermiş olurlar; Allah’ın eli onların elleri üzerindedir. O halde, kim ahdini bozarsa, yalnız kendi aleyhine bozmuş olur; ve kim Allah’a karşı taahhüdüne uyarsa , (Allah) ona büyük bir ödül ihsan edecektir.
NOT:8) Kişinin Allah’ın elçilerine inanmasının, anlam ve amaç olarak bizzat Allah’a inanmakla eş anlamlı olduğunu ve böylece Allah’a itaat etme isteğinin O’nun Elçisi’ne de itaat gerektirdiğini anlatmaktadır. ‘Allah’ın eli onların elleri üzerindedir’ ifadesi, sadece, Hz. Peygamber’in bütün arkadaşlarının kendisine bağlılıklarını bildirmek için el sıkışmalarına işaret etmeyip, aynı zamanda Allah’ın onların bağlılıklarına şahit olduğunun da mecazi bir ifadesidir.
13) Allah’a ve Elçisi’ne inanmayanlara gelince, Biz bu tür bütün hakikat inkârcıları için yakıcı bir ateş hazırlamışızdır.
14) Göklerin ve yerin hakimiyeti Allah’ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğini azaba uğratır ve O, gerçekten çok bağışlayıcıdır, bir rahmet kaynağıdır.
NOT:13) Allah’ın, en katı günahkârları bile, gerçekten pişmanlık duyup yollarını değiştirmeleri halinde affedebileceğini anlatmaktadır.
28) O, Elçisini rehberliği ve hak dini (yayma görevi) ile göndermişti ki, bu (dini) öteki bütün (bâtıl) dinlere üstün kılsın; ve hiç kimse Allah kadar (hakikate) şahitlik yapamaz.
NOT:42)’Allah katında tek (hak) din, (insanın) Allah’a teslimiyetidir.’ (3:19) (Orijinal adıyla İSLÂM) Buradan şu sonuç çıkar; yukarıdaki prensibe dayanmayan her din sırf bu sebepten bâtıldır/geçersizdir.
29)Muhammed , Allah’ın Elçisi’dir; ve (sadakatle) o’nun yanında olanlar, bütün hakikat inkârcılarına karşı kararlı ve tavizsiz, (ama) birbirlerine karşı merhamet doludurlar.Onların (namazda) eğilerek (ve) yere kapanarak Allah’ın lütuf ve rızasını aradıklarını görürsün; onların işaretleri, yüzlerindeki secde izleridir…….
NOT:45) Secde izleri; imanın, inananların hayat tarzındaki ve hatta dış görünüşündeki yansımayı gösterir. ‘Yüz’ insan kişiliğinin en anlamlı parçası olduğundan, Kur’an’da çoğu kez kişinin ‘tüm benliği’ anlamında kullanılmıştır.