49/ HUCURÂT SÛRESİ

RAHMÂN , RAHÎM ALLAH ADINA

6) Siz ey imana ermiş olanlar, yoldan çıkmışın biri size (yalan) bir haber getirirse, muhakemenizi kullanın; yoksa istemeden insanları incitir ve sonra yaptığınızdan pişmanlık duyarsınız.
NOT:5) Yani, bu tür haberlere veya söylentilere inanmadan önce gerçeği araştırın. Haber taşıyanlar burada ‘yoldan çıkmış/ fâsık’ olarak nitelendirilmişlerdir.Çünkü, başkalarının itibarını etkileyecek asılsız söylentilerin yayılması fiili, manevi bir incitme oluşturur.
NOT:6) Toplumun, kadın ve erkek her mensubunun şeref ve itibarını korumak bir ahlâki gerekliliktir.
7) …….Ama, görüldüğü gibi, Allah imanı(nızı) size sevdirdi, onu kalplerinizde güzelleştirdi ve hakikati inkâr etmeyi, günah işlemeyi ve (güzel olan şeylere) karşı çıkmayı size çirkin gösterdi. İşte bunlar, doğru yolu izleyenlerdir.
8) Allah’ın nimeti ve lütfu sayesinde; ve Allah her şeyi bilendir, hikmet Sahibidir.
9) O halde, müminler içinden iki grup çatışırsa, onlar arasında barışı sağlayın; ama sonra iki (grup)tan biri diğerine haksız şekilde davranırsa, (davranışı)nı Allah’ın buyruğuna uygun hale getirinceye kadar, haksızlık yapan taraf ile mücadele edin; (yaptıklarından) vazgeçerlerse, adil bir şekilde aralarını bulun ve (onlara) eşit davranın; çünkü Allah, eşit davrananları sever.
10) Bütün müminler kardeştir.O halde, (her ne zaman araları açılırsa) iki kardeşinizin arasını düzeltin ve Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ki, O’nun rahmetine nail olasınız.
11)Siz ey imana ermiş olanlar! Hiçbir insan (başka) insanları alaya alıp küçümsemesin; belki o (alay edip küçümsedik)leri kendilerinden daha hayırlı olabilirler; ve hiçbir kadın (başka) kadınları (küçümseyip alaya almasın); onlar kendilerinden daha hayırlı olabilirler. Ve hiçbiriniz başka birini karalamasın, birbirinizi (yaralayıcı,incitici) lâkaplar ile aşağılamayın; (kişi) iman ettikten sonra ona hiçbir şekilde günah isnad etmeyin; ve (bu suçu işleyen, ama sonra) pişmanlık duymayanlar- işte gerçek zalimler onlardır.
NOT:13) Bu aşağılanandan çok aşağılayanın imanı için geçerlidir.(Râzi) ‘zulüm işleyerek inançlarını karartmayanlar’ (6:82)
12)Siz ey imana ermiş olanlar! (Birbiriniz hakkında) yersiz zanda bulunmaktan kaçının; çünkü (bu şekildeki) zannın bir kısmı (da) günahtır; birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın ve arkanızdan birbirinizi çekiştirmeye kalkışmayın. Aranızdan, hiç ölmüş kardeşinin etini yemek isteyen kimse çıkar mı? Hayır, siz ondan iğrenirsiniz! Ve Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, rahmet kaynağıdır.!
NOT:14) Yani, başka bir kişinin davranış şekilleri hakkında temelsiz kuşkulara yol açabilecek bir zan.
13) Ey insanlar! Bakın, Biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık; ve sizi kavimler ve kabileler haline getirdik ki, birbirinizi tanıyabilesiniz. Şüphesiz, Allah katında en üstün olanınız, O’na karşı derin bir sorumluluk bilincine sahip olanınızdır. Allah her şeyi bilendir, her şeyden haberdar olandır.
NOT:16) Herkes, birbiri üzerinde hiçbir kalıtımsal üstünlüğe sahip olmadan, tek bir insanlık ailesine mensuptur. İnsanların ‘kavimler ve kabilelere’ dönüşmesi, görünürdeki farklılıkların ardındaki temel insanî birliği/birlikteliliği anlama ve takdir etme eğilimini azaltmayı değil, tersine bu eğilimi arttırmayı amaçlamalıdır.Ve bunun karşılığında da bütün ırkçı, miliyetçi/kavmiyetçi veya kabilevî /asabiyye önyargılar kınanmıştır. (28:15 not:15)
Kabilevî asabiyye = Haksız oldukları bir konuda , insanın kendi halkına/kabilesine arka çıkmak
Takva = Yüce allah'a karşı duyulan sorumluluk bilinci
15)(Şunu bil ki , gerçek) müminler, sadece Allah’a ve Elçisi’ne iman edenler ve (bu konuda) bütün şüphelerden uzak duranlardır ve Allah yolunda bütün malları ve canları ile cihâd edenlerdir; işte onlardır sözlerinde duranlar!
NOT:Cihâd (adil savaş)= İmanın ve özgürlüğün savunulması için yapılan savaş