32/ SECDE SÛRESİ

RAHMÂN, RAHÎM ALLAH ADINA

7) O, yarattığı her şeyi en mükemmel şekilde yapandır. Nitekim Allah, insanın yaratılışını balçıktan başlatır;
8) sonra basit bir sıvı özünden soyunu sürdürür;
9) sonra ona (yaratılış ) amacına uygun bir şekil verip Kendi ruhundan üfler; ve (böylece, ey insanoğlu), sizi hem işitme ve görme (melekeleri) hem de düşünce ve duygularla donatır. (Buna rağmen) ne kadar da az şükrediyorsunuz!
NOT :9)Allah’ın ‘ruhundan insana üflemesi’, insana ilâhi bir armağan olarak hayat ve bilinç veya ‘can’ (ki 4. sure not 181 de işaret edildiği gibi, ruh teriminin anlamlarında biridir.)
Sonuç olarak ‘her insanın canı, Allah’ın ruhudur’
NOT:10) ‘Kalpler’, klâsik Arapça’da hem duyguları hem de düşünceleri ifade eden bir deyimdir.
13)Eğer dileseydik, her insanı doğru yola ulaştırırdık, fakat (böyle olmasını dilemedik ve sonuçta) şu vaadim doğru çıkacak: ‘Cehennemi mutlaka görünmeyen varlıklar ve insanlarla dolduracağım’
NOT:12) Yani ‘mutlaka her insana hidayet verirdik’ yani zorla da olsa, fakat insanı doğru ile yanlış arasında tercih yapma yeteneğinden ve dolayısıyla bütün ahlâki sorumluluğundan koparmış olacağı için, Allah, rehberliğini (hidayetini) herhangi bir kimseye zorla ‘empoze’ etmez. ( 26:4 ilgili not) Görünmeyen varlıklar = Cinn
16) (Onlar ),yataklarından (geceleri) kalkarak korku ve ümit içinde Rablerine yalvaranlardır ve kendilerine geçinmeleri için verdiğimizden başkalarına harcayanlardır.
21) Fakat, o şiddetli azab(a onları mahkum etme)den önce belki (pişman olup) yollarını düzeltirler diye, hemen yanı başlarındaki azabı tattıracağız.
NOT:17) Yani ‘daha yakın olanı’ ‘bu dünyada olanı’= yanı başlarındaki
23) Gerçek şu ki, (Ey Muhammed), Biz vahyi Musa’ya (da) tevdî etmiştik; öyleyse (sana ilettiğimiz vahiyde) aynı (hakikat) ile karşılaşacağından kuşkuya düşme……
NOT:18)Hz.Muhammed’e bahşedilen vahyin ilâhi menşei, Hz.Musa’ya bahşedilmiş olan vahyin menşei ile aynıdır.Bütün ilâhi vahiylerin içerdiği temel hakikatlerin aynılığı, bu vahiylerin takipçilerinin, hangi dönemde, ülkede ve sosyal çevrede olurlarsa olsunlar,ortaya koydukları ahlâki taleplerin de aynılığını gerektirir.
NOT:19) Kur’an’da çok sık olarak vurgulanmaktadır ki,(Hz. Musa’ya gelen vahiy), kendi döneminde ve kendi çağı için gelen ilâhi buyruklar, sonraki dönemlerde, İsrailoğulları arasında görülen iman zayıflığı oluşmasıyla, önderleri ile bilginlerinin büyük kısmı tarafından Tevrat metinleri çarptırılmıştır. Böylece ‘doğru, yanlış ile örtülmüştür’ (2:42 , 75 , 79 , 3:110 not.82 )Kur’an, bir toplum için, o toplumun dini önderleri sıkıntılara karşı sabrettikleri ve inançlarında kararlılık gösterdikleri sürece bir doğru yol rehberi ve hidayet kaynağıdır.Yani, ahlâki değerlerini ve inançlarını kaybetmiş bir topluma Kur'an hiçbir fayda sağlamaz.