35/ FÂTIR SÛRESİ

RAHMÂN, RAHÎM ALLAH ADINA
2)Allah’ın insanlar için açacağı rahmet kapısını kimse kapatamaz ve O’nun kapattığını da kimse açamaz. Çünkü O, kudret ve hikmet Sahibidir.
4)……Çünkü (inanmayanlar), her şeyin, sonunda (asıl kaynağı olan) Allah’a döneceğini asla kabul etmezler.!
7)(Çünkü), hakikati inkâra şartlanmış olanlar için çetin bir azap vardır, iman edip doğru ve yararlı işler yapanları da bağışlanma ve büyük bir mükâfat bekler.
9)Ve (hatırlayın), bulutları yükseltmek için rüzgârları gönderen Allah’tır; sonra Biz onları çorak beldelere sürükler ve cansız toprağa hayat veririz; yeniden dirilme de işte böyle olacaktır.
10)Kudret ve ihtişam arayan kimse (bilsin ki) gerçek kudret ve ihtişam (yalnız) Allah’a aittir. Bütün güzel sözler O’na yükselir; bütün doğru ve yararlı işleri O yüceltir.Sinsi şekilde kötü fiiller tasarlayanlara gelince, onları şiddetli bir azap beklemektedir; ve onların bütün tertipleri de yok olup gitmeye mahkumdur.
NOT:’Kötü fiiller’ muhtemelen, yeniden dirilme vaadini ‘çürütme’ye yönelik sahte itirazlardır.
11)Ve (hatırlayın), Allah sizi(n her birinizi) topraktan yaratır, sonra da bir damla spermden; ve sonra sizi iki cinsten biri haline sokar.Hiçbir dişi O’nun bilgisi olmadan ne hamile kalabilir, ne de doğum yapabilir; ve (Allah’ın) fermanında öngörülmedikçe hiç kimse ömrünü uzatamaz ve hiç kimse de onu kısaltamaz; ama bunlar, kuşkusuz, Allah için kolaydır.
14)…….Hiç kimse her şeyi Bilen kadar size (gerçeği) göstermez.
15)Ey insanlar! Allah’a muhtaç olan sizsiniz, ama O, hiçbir şeye muhtaç değildir ve hamd O’na mahsustur.
18)Kimse kimsenin yükünü taşıyacak değildir; kendi yükü ağır gelen kimse onu taşımak için (başkasını) yardıma çağırsa, yakını da olsa, (bu kimse) o yükün hiçbir parçasını taşıyamaz. O halde (gerçekten) sen, ancak, kavrayışlarının ötesinde olduğu halde Rablerinden korku duyanları ve namazlarında dikkatli ve devamlı olanları uyarabilirsin; ve (şunu bil ki), kim arınırsa yalnız kendisi için arınmış olur ve bütün yollar yalnız Allah’a varır.
NOT:16)Ahlâki sorumluluğun, başka bir kimseye devredilmesinin imkansız olduğu vurgulanmaktadır.
19)Nitekim, ne gören ile görmeyen bir olur;
20)ne de aydınlık ile zifiri karanlık;
21)ne (serinletici) gölge ile yakıcı sıcak
22)ve ne de yaşayan ile (kalben) ölmüş bulunan. Şüphen olmasın ki (ey Muhammed), Allah dilediğine işittirir, halbuki sen mezarlardaki (ölüler gibi kalben ölmüş)lere işittiremezsin.
23)sen sadece bir uyarıcısın.
24)Biz seni hakikat ehli bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik; çünkü hiçbir toplum yoktur ki, içlerinden bir uyarıcı gelip geçmemiş olsun.
27)Görmüyor musun, Allah, göklerden su indirmekte ve onunla türlü renklere (ve tadlara) sahip meyveler yetiştirmekteyiz; nasıl ki dağlarda kırmızı ve beyaz renkte ve simsiyah çizgiler var,
28)ve (nasıl ki) insanlar, sürüngenler ve hayvanlar türlü türlü renkler taşıyor.
Kulları arasında yalnız anlama ve kavrama yeteneğine sahip olanlar Allah’tan (hakkıyla ) korkarlar; (çünkü yalnız onlar bilir ki) Allah kudret Sahibidir, çok bağışlayıcıdır.
29)Allah’ın vahyine (tereddütsüz, şüphesiz) uyanlar, namazlarında dikkatli ve devamlı olanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli- açık başkaları için harcayanlar; işte ancak bunlar kesintiye uğramayacak bir kazanç umabilirler.
30)……Allah, şüphesiz çok bağışlayıcıdır ve şükrün karşılığını anında verendir.
31) Ve (şunu bil ki), sana vahyettiğimiz ilahî kelâm, geçmiş vahiylerden bugüne kalmış ne varsa tümünü tasdik eden bir hakikattir; şüphesiz Allah kullar(nın ihtiyaçlar)ndan tamamen haberdardır ve her şeyi görendir.
NOT:21) Kitab-ı Mukaddes’in Kur’an tarafından ‘tasdik’i , sadece, öncekinde geçerliliğini hâlâ sürdüren temel hakikatleri kapsar, yoksa onun şimdiki metnini değil. Kur’an nazil olduğu dönemde, onun geçerliliği devam eden temel hakikatlerinin tasdikidir. 5:46-48 , 61:6 da Hz.İsa’nın ‘Tevrat’tan (kendi yaşadığı dönemde) geçerliliğini hâlâ sürdüren kısımların’ doğruluğunu tasdik ettiğine işaret edilmektedir.
32)Biz , bu ilâhi vahyi, kullarımızdan seçtiklerimize miras olarak bahşettik; onlardan bazısı kendilerine zulmeder; bazısı (doğru ile eğri arasında) ara yolu tercih eder, bir kısmı da Allah’ın izniyle iyilikte başı çekenlerden olur; bu (ise) en büyük fazilettir.
33)(İşte) bunlar sonsuz mutluluk bahçelerine girerler, orada altın bilezikler ve inciler takınırlar ve ipekten elbiseler giyerler;
34) ve şöyle derler:’Bütün övgüler, bize acı ve üzüntü tattırmayan Allah’a mahsustur. Rabbimiz gerçekten çok bağışlayıcıdır, şükrün karşılığını anında verendir. (DUA)
43)…….Halbuki, bütün şeytani tuzaklar (sonunda) sadece sahiplerini yutar…..
45)Eğer Allah, insanları (hayatta) işledikleri (kötülükler)den dolayı (hemen) hesaba çekseydi, yer üzerinde tek bir canlı varlık bırakmazdı.Ama Allah, onlara (Kendisi tarafından) belirlenmiş bir vadeye kadar mühlet tanır; vadeleri dolunca da (anlarlar ki) Allah kulların(ın kalplerindekin)i görmektedir.