62/ CUMA SÛRESİ

RAHMÂN , RAHÎM ALLAH ADINA

2)O, kitap ile ilgisiz bir topluma, kendi içlerinden kendilerine Allah’ın mesajlarını aktaran, onları arındıran, ilahi kelâmı ve hikmeti öğreten bir elçi göndermiştir ki, o’ndan önce, açık bir sapıklık içindeydiler.
NOT: Sapkın: Ya hakikatin hiç ulaşmadığı ya da onu hakikat olarak kabul etmelerini güçleştirecek kadar değişmiş ve bozulmuş olarak ulaştığı insanlar.
3)ve başka toplumlarla temasa geçmeleri sonucunda, kendilerinden diğerlerine (bu mesajın yayılmasını sağlamıştır); çünkü yalnız O, güç ve hikmet Sahibidir.
NOT:2) Yani, Kur’an mesajının Araplar ve onların dilleri aracılığıyla öteki iklimlerdeki veya gelecek zamanlardaki insanlara ulaşmasını sağlamıştır. Bu ifadeyle, Muhammed (sav) ‘e indirilmiş olan hakikatin evrenselliği ve zamanlar üstü geçerliliğini vurgulamaktadır.
5) Tevrat’ın yükü ile onurlandırılmış iken, bu yükü taşıyamamış olanların durumu, sırtına kitaplar yüklenmiş (ama onlardan habersiz bulunan) merkebin durumuna benzer.
Allah’ın mesajlarını yalanlamaya şartlanmış olanların durumu ne acıdır, çünkü Allah rehberliğini böyle zalim bir halka ihsan etmez.!
NOT:4) Onlara(İsrailoğulları’na) , Allah tarafından, O’nun birliği ve benzersizliği mesajını bütün dünyaya ulaştırma görevi emanet edilmişti.Ama onlar, Hz.İbrahim, İshak, ve Yakup soyundan gelmiş olmaları sebebiyle kendilerini ‘Allah’ın seçilmiş toplumu’ olarak gördüklerinden ve dolayısıyla, ilahi mesajın başka bir toplum için değil sadece kendileri için geldiğine inandıklarından bu görevi yerine getirmediler.Bundan dolayı, peygamberliğin İsrailoğulları’na mensup olmayan herhangi bir kimseye verilmiş olması ihtimalini inkâr ettiler. Hz.Muhammed (sav) ‘in peygamberliğini, bizzat Tevrat’ta bile o’nun gelişi ile ilgili açık bir haber bulunmasına rağmen, reddettiler.Onlar, Hz. Musa’ya indirilen ilahi kelâmın temel anlamını böylece çarpıtmak suretiyle, bizzat kendileri ondan gerçek bir manevi fayda elde etmeyi ve onun öğretilerine uygun şekilde yaşamayı sağlayamadılar.
9)Siz ey iman ermiş olanlar! Cuma günü namaz için çağrıldığınızda, her türlü dünyevî alışverişi bırakıp, Allah’ı anmaya koşun; eğer bilseniz, bu sizin yararınızadır.
10)Ve namaz bittiğinde yeryüzüne serbestçe dağılın ve Allah’ın lütfundan (rızkınızı) aramaya devam edin; mutluluğa ulaşabilmek için de Allah’ı sıkça anın.
11)…….De ki: ‘Allah katında olan, bütün geçici eğlencelerden ve bütün kazançlardan çok daha hayırlıdır.!Ve Allah rızık verenlerin en iyisidir.!’