068/ KALEM SÛRESİ

RAHMÂN , RAHÎM ALLAH ADINA

3)Ve senin için kesintisiz bir ödül vardır;
4)çünkü, sen, üstün bir hayat tarzına sahipsin.
NOT:4) ‘Hayat tarzı’ en geniş anlamıyla kişinin karekterini,doğuştan mizacını veya tabiatını ve aynı zamanda kişinin ‘ikinci tabiatı’ haline gelen davranış alışkanlıklarını gösterir.
10) Ayrıca, yemin edip duran alçağa uyma,
11) (yahut) iğrenç dedikodular yapan iftiracıya,
12) (yahut) iyiliğe mani olana, (yahut) günahkâr zorbaya,
13)(yahut) ihtiraslarına esir olmuş zalime, ve bütün bunların ötesinde (hemcinslerine) hiçbir faydası dokunmayana.
17) Ve Biz o (günahkâr)ları (sadece) sınayacağız, tıpkı ağaçtaki meyveleri ertesi gün kesinlikle toplayacağına yemin eden bazı bahçe sahiplerini sınadığımız gibi,
18)ve onlar( Allah’ın iradesi ile ilgili) hiçbir istisnaî kayıt da koymamışlardı;
NOT:12) Yani ‘Allah dilerse’ şeklinde hiçbir ihtiyat kaydı koymadan amaçlarını gerçekleştirmeye koyuldular. (İnşallah demediler)
19) bunun üzerine, onlar uykudayken Rabbinden (gelen) bir salgın o (bahçeyi) sarmıştı,
20)ve ertesi gün (bütün bitkiler) sararıp kurumuştu.
21) Sabah erken kalktıklarında birbirlerine seslendiler,
22)’Meyve toplamak istiyorsanız erkenden tarlanıza gidin’
23) Derken yola koyuldular, giderken fısıldaşıyorlardı,
24)’Bugün hiçbir yoksul, bahçenize girip (siz habersizken) yanınıza (sokulmayacak)’
NOT:13) Tevrat’ın nuzülünden bu tarafa, yoksulların, kendilerinden daha iyi durumdaki kişilerin sahip olduğu tarla ve bahçelerin ürünlerinde pay sahibi oldukları kabul edilmektedir. ‘(Yoksullara) hasat günü haklarını verin’ (6:141)
25)ve amaçlarına ulaşmaya kararlı bir şekilde erkenden kalkıp gittiler.
26) Ama bahçeye bakıp onu (tanınmaz halde) görünce ‘Herhalde yolumuzu şaşırmış olacağız’ diye bağıdılar;
27) (ve sonra da) ‘Hayır, galiba elimizden çıkmış’ (dediler)
28)Aralarındaki en akl-ı selim sahibi olanı, ‘Ben size , Allah’ın sınırsız şanını yüceltmelisiniz demedim mi?’ diye sordu.
29)Onlar, ‘Rabbimizin şanı yücedir! Doğrusu biz zulüm işliyorduk’ diye cevap verdiler.
42)insan bedeninin bir kemik yığınından ibaret hale getirileceği Gün ve onların, (şimdi hakikati inkâr edenlerin, Allah’ın huzurunda) secde etmeye çağrılacakları ama onu yapmaya güçlerinin yetmeyeceği Gün,
43)işte o Gün) gözleri zilletin ağırlığıyla ürkekleşip durgunlaşacaktır; çünkü hayatta iken (Allah’ın huzurunda) secde etmeye çağrılmaları (boşa gitmişti)
45) çünkü onlara bir süre belli bir üstünlük versem de, Benim ince plânım son derece sağlamdır.
NOT:25) ‘İnce plân’ = İnsanın ancak parça parça görebildiği ve hiçbir zaman bütününü kavrayamayacağı Allah’ın erişilmez derinlikteki yaratış plânı.Yukarıdaki ayet, Allah’ın neden bu kadar çok sayıda zalim kimsenin keyifli bir şekilde hayat sürmesine izin verirken, birçok dürüst ve erdemli insanın sıkıntı çekmesine müdahale etmediği sorusuna da cevap vermektedir.Bu cevabın özü şudur: Bu dünyadaki hayatı esnasında insan, görünürdeki mutluluğun ve mutsuzluğun nihaî olarak nereye doğru gideceğini ve Allah’ın ‘ince plânı’ içinde nasıl bir rol oynadığını doğru bir şekilde kavrayamaz.