069/ HÂKKA SÛRESİ

RAHMÂN , RAHÎM ALLAH ADINA

15)İşte böyle, olup bitmesi gereken o Gün olup bitecek;
16) ve gök yarılıp parçalanacak- çünkü o Gün zayıf ve güçsüz düşecek-;
17) ve melekler onun başlarında (duracak); ve onların da üstünde, o Gün sekiz(i) Rabbinin kudret ve egemenlik tahtını taşıyacak.
NOT:11) Allah hem zaman hem de mekânda sonsuz/sınırsız olduğundan, O’nun ‘taht’ı (arş) tamamen mecazî bir anlama sahiptir.Ve Allah’ın mevcut olan veya olabilecek her şey üzerindeki mutlak ve erişilmez derinlikteki otoritesini gösterir.Bu nedenle, O’nun ‘kudret tahtının taşınması’ ancak bir mecaz olabilir, yani, Allah’ın kudretinin Hesap Günü’ndeki tam ve kesin tezahürünün işareti. Kur’an, bu tezahürün dayandığı ‘sekiz’in ne veya kim olduğu hakkında bir açıklama yapmaz.Kur’an’ın başka bir yerde ifade ettiği gibi ‘Allah’tan başka kimse onun kesin anlamını bilemez.’ (3:7)
18) O Gün hesaba çekileceksiniz; en gizli işiniz (bile) gizli kalmayacak.
19) Sicili sağ eline tutuşturulan, haykıracak: ‘Gelin, hepiniz gelin! Şu sicilimi okuyun!
20) Zaten (bir gün) hesabımın önüme konulacağını bilmiştim.!
21)Ve o, kendini böylece mutlu bir hayatın içinde bulacak,
22) yüce bir cennette,
23) (yaptıklarının) meyvelerine kolayca ulaşabileceği.
24) (Ve böylece kutsanan herkese), ‘Geçip gitmiş günlerde ilerisi için yaptığınız bütün (güzel işler)e karşılık neşe ile yiyip için!’ (denilecek)
25) Sicili sol eline tutuşturulana gelince, ‘Eyvah!’ diye feryat edecek, ‘keşke sicilim bana gösterilmeseydi,
26) ve (keşke) şu hesabımı görmemiş olsaydım!
27) Keşke bu (ölümüm) benim sonum olsaydı!
28) (Şimdiye kadar) sahip olduğum şeylerin bana hiçbir faydası olmadı,
29)(ve) bütün tartışma ve karşı koyma gücüm elimden kayıp gitti!’
30)(Daha sonra), ‘Onu yakalayıp bağlayın!’ (diye emredilir),
31)’Ve sonra cehenneme atın,
32) ve sonra (kendisi gibi suçluların bağlandığı) bir zincire bağlayın, uzunluğu yetmiş arşın olan (bir zincire),
NOT:18) ‘yetmiş’ sayısı , Arapça’da sıkça yapıldığı gibi, mecazen ‘çok’ anlamında kullanılmıştır.Son derece uzun bir zincir.
33) çünkü o, yüce Allah’a inanmadı,
34) ve ihtiyaç içinde olanları yedirip içirmek için hiçbir istek ve kararlılık duymadı,
35) bundan dolayı bugün ne bir dostu var,
36) ne de pislikten başka bir yiyeceği,
NOT:20) ‘pislik’ terimi, ruhî anlamda iğrenç olan her şeyi iştahla atıştırmayı anlatır.
37) suçlulardan başkasının yemediği bir yiyecek!
48) Gerçek şu ki, bu (Kur’an), Allah’a karşı sorumluluk bilinci duyan herkes için bir öğüt ve uyarıdır.
NOT:23) Allah’a karşı sorumluluk bilinci duymak = İnsan kavrayışının ötesindeki şeyin varlığına inanmak